İçeriğe geç

Göksunda kaç kişi öldü ?

Göksun’da Kaç Kişi Öldü? Güç, İktidar ve Vatandaşlık Üzerine Bir Siyaset Bilimi Analizi

Bir siyaset bilimci için ölüm, yalnızca bireysel bir trajedi değil; aynı zamanda iktidar ilişkilerinin en çıplak hâlidir. Bir toplumda kimlerin yaşadığı, kimlerin öldüğü, hatta ölümlerin nasıl hatırlandığı bile, o toplumun güç yapısına ve ideolojik yönelimlerine dair çok şey söyler. Göksun gibi Anadolu’nun sessiz, sade ama derin toplumsal dokulara sahip bir ilçesinde bile, “Göksun’da kaç kişi öldü?” sorusu basit bir istatistik değil; politik bir göstergedir.

Ölümün Siyaseti: Kim, Ne Zaman, Nasıl Ölür?

Devletler, ölümleri sayarken aslında kendi meşruiyetlerini de sayarlar. Savaş, afet, salgın ya da ihmal sonucu yaşanan her ölüm, bir siyasal tercihin sonucudur. Göksun’da yaşanan ölümler — ister doğal afetlerde, ister sosyal ya da ekonomik koşulların sonucu olarak — birer veri değil, birer iktidarın iz düşümüdür.

Bir siyaset bilimcinin gözünden bakıldığında şu soru ortaya çıkar: Göksun’da ölenlerin sayısı kadar, onların neden öldüğü de kimin yönettiğini, hangi değerlerin önceliklendirildiğini gösterir. Eğer bir bölgede sağlık hizmetleri yetersizse, bu bir yönetim tercihi; eğer afet sonrası yardımlar gecikiyorsa, bu bir kurumsal zafiyettir. Ölüm, bu anlamda, kurumsal sorumluluğun sessiz aynasıdır.

İktidarın Görünmeyen Eli: Kurumlar ve Sorumluluk Zinciri

Her ölüm, sistemin bir yerinde tıkanıklık olduğuna işaret eder. Göksun, Kahramanmaraş’ın kuzeyinde yer alan, son yıllarda doğal afetler ve ekonomik sıkıntılarla sınanmış bir ilçedir. 6 Şubat 2023 depremleri, bu gerçeği tüm çıplaklığıyla gösterdi. Göksun çevresinde onlarca insan hayatını kaybetti; kimisi evinin yıkılmasıyla, kimisi kurtarma sisteminin geç gelmesiyle.

Bu ölümler, yalnızca “doğal afet” olarak değil, aynı zamanda kurumsal ihmaller zinciri olarak okunmalıdır. Çünkü siyaset bilimi bize şunu öğretir: Doğal afet yoktur, kötü yönetilen afet vardır. Kurumlar, kriz anlarında vatandaşın yaşam hakkını koruyamıyorsa, o kurumlar meşruiyet zeminini kaybetmiştir.

Bu noktada Göksun’daki ölümler, yalnızca insani değil, siyasal bir sorudur. Devletin refleksleri, belediyelerin organizasyonu, sivil toplumun gücü — tümü bir demokratik kapasite testinden geçmiştir.

Erkek ve Kadın Perspektiflerinin Siyaseti

Siyaset, uzun süre erkek egemen bir strateji alanı olarak görülmüştür. Erkek siyasetçi ya da düşünürler, genellikle güç, kontrol ve stratejik üstünlük kavramları üzerinden dünyayı okurlar. Bu bakış, “kaç kişi öldü?” sorusunu da rakamsal bir veri olarak değerlendirir.

Oysa kadın bakış açısı, ölümü yalnızca sayı değil, toplumsal bağın kopuşu olarak görür. Göksunlu kadınların afet sonrasında örgütlenmesi, dayanışma ağları kurması, kayıpların ardından toplumu yeniden ayağa kaldırma çabaları, siyasal anlamda demokratik direncin en saf hâlidir.

Bu farklı bakış açılarını birleştirdiğimizde ortaya şu gerçek çıkar: Erkek siyaseti güçle yönetir; kadın siyaseti dayanışmayla onarır. Göksun’daki ölümler, bu iki siyasetin kesişim noktasında bir vicdan muhasebesine dönüşür.

İdeoloji, Bellek ve Vatandaşlık Bilinci

“Göksun’da kaç kişi öldü?” sorusu, yalnızca bir demografik veri talebi değildir; aynı zamanda vatandaşlık bilincinin sorgusudur. Bir toplum, ölülerini nasıl hatırlıyorsa, aslında kendini de öyle tanımlar. Göksun halkı, kayıplarını sadece matemle değil, hatırlamayla, örgütlenmeyle, siyasal bilinçle onurlandırmıştır.

İdeolojik olarak bakıldığında, ölümlerin üstünü örten her söylem, hakikatle kurulan bağın kopması anlamına gelir. Devletler, ölümleri saymazsa; medya, hikâyelerini anlatmazsa; halk, unutursa — orada demokrasi değil, sessizlik hâkim olur.

Bu nedenle Göksun’daki ölümler, Türkiye’nin daha geniş bir siyasal hikâyesinin parçasıdır: yönetim, hesap verebilirlik, şeffaflık ve adaletin sorgulandığı bir zemin.

Sonuç: Ölümler Üzerinden Yaşamı Anlamak

Göksun’da kaç kişi öldü? Belki istatistikler bu sayıyı söyleyebilir, ama bir siyaset bilimci için asıl mesele, neden öldüklerini anlamaktır. Çünkü her ölüm, sistemin bir çatlağını; her sayı, unutulmuş bir hikâyeyi temsil eder.

Okuyucuya birkaç soru bırakmak gerekir:

– Devlet, her vatandaşı eşit biçimde koruyabiliyor mu?

– Kurumlar, hayatı savunmakta ne kadar adil?

– Güç, hayatı mı inşa eder, yoksa yokluğunda mı görünür olur?

Göksun’un ölümleri bize yalnızca kaybı değil, aynı zamanda siyasetin en derin anlamını hatırlatıyor: yaşamı koruma sorumluluğu.

Siyaset, rakamları değil, insanı merkeze aldığında gerçek bir anlam kazanır. Göksun’un hikâyesi de tam burada, gücün değil, insanın yanında durabilen bir siyasetin arayışında yazılıyor.

8 Yorum

  1. Şahin Şahin

    Resmî raporlara göre 17.480 ölüm, 23.781 yaralanma oldu. 505 kişi sakat kaldı. 285.211 ev, 42.902 iş yeri hasar gördü. 2010 yılında yayımlanan Meclis araştırması raporuna göre 18.373 kişi öldü. 48 bin 901 kişi ise yaralandı. Yaklaşık 16.000.000 insan, depremden değişik düzeylerde etkilenmiştir. 2023’te Türkiye, tarihinin en yıkıcı ve ölümcül felaketini yaşadı. Kahramanmaraş merkezli iki depremde, resmi verilere göre 53 binden fazla kişi hayatını kaybetti.

    • admin admin

      Şahin! Yorumlarınızın tamamına katılmıyorum, ama katkınız değerliydi.

  2. Yoldaş Yoldaş

    Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinde 14 kişinin yaşamını yitirdiği ‘taki depremlerde yıkılan binanın altındaki kahvehaneden sadece 70 yaşındaki Durmuş Bakırcı kurtuldu. 3 Nis 2023 Depremde 14 canın kaybedildiği kahvehaneden tek kurtulan … Anadolu Ajansı asrin-felaketi depremde-14-ca… Anadolu Ajansı asrin-felaketi depremde-14-ca…

    • admin admin

      Yoldaş!

      Katkınız metni daha anlaşılır yaptı, memnun oldum.

  3. Şevket Şevket

    Dünyanın bilinen en büyük depremi Şili Depremi olarak bilinmektedir. Kayıtlara geçen en büyük deprem olan Şili Depremi’nin şiddeti ise 9.5’tir. Güney Amerika’da yer alan Şili’de gerçekleşen bu depremden dolayı 1655 kişi hayatını kaybetmiştir. Bunun yanında 3 binden fazla kişi yaralanmıştır. Dünyanın En Büyük 10 Depremi – Magdeburger Sigorta Magdeburger Sigorta blog dunyanin-en-… Magdeburger Sigorta blog dunyanin-en-… Dünyanın bilinen en büyük depremi Şili Depremi olarak bilinmektedir.

    • admin admin

      Şevket! Sevgili yorumunuz, yazıya yeni bir soluk kazandırdı ve farklı bir perspektif ekleyerek metnin özgünlüğünü artırdı.

  4. Nazan Nazan

    120 bin kilometre karelik alanda 11 ilimiz, 124 ilçemiz, 6 bin 929 köy ve mahallemiz ağır yıkıma uğradı. 53 bin 537 canımızı yitirdik, 107 bin 213 vatandaşımız yaralandı. Koklamaya kıyamadığımız yavrularımızı kaybettik bu depremde; eli öpülesi analarımızı, babalarımızı. 8 Şub 2024 Türkiye’nin Birlik ve Dayanışma Gücü Depremle Sınandı, Asrın Felaketi … T.C. İçişleri Bakanlığı turkiyenin-birlik-ve-dayanis… T.C. İçişleri Bakanlığı turkiyenin-birlik-ve-dayanis…

    • admin admin

      Nazan! Paylaştığınız görüşler, makalemin sadece içerik açısından değil, aynı zamanda bakış açısı açısından da zenginleşmesine katkı sundu.

Nazan için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort megapari-tr.com
Sitemap
tulipbet güncelsplash